30.03.2017

İl Müftüsü Balkan, Radyo Hilal’in konuğu oldu

İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan, Radyo Hilal’in canlı yayın konuğu oldu. Müftü Balkan, Muhammed Yavuz Şimşek’in sunduğu “Seçkin Sesler” programında açıklamalarda bulundu.  

İlk olarak  mübarek üç aylara girildiğini hatırlatan Müftü Balkan, “ Üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarının ilki olan Recep ayı ve Perşembe günü idrak edeceğimiz Regaib Kandili; vatanımız başta olmak üzere tüm İslam alemine hayırlar getirsin. Rabbimiz hayır ve bereketle Ramazan ayına ulaşmayı nasip etsin” dedi.

İl Müftüsü Balkan ‘ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

“Modernlik aile hayatını ve dini hayatı çok etkiledi…”

21.yüzyılın modern döneminde yaşıyoruz. Ahir zaman da. Modernlik aile hayatını ve dini hayatı çok etkiledi. Yüce Kitabımız Kur’an;  din – dünya; dünya- ahiret;  kadın- erkek arasında bir denge kurmuş ve birisi için diğerinin terkini uygun görmemiş. Bunlar arasında dengenin gözetilmesini istemiş. İslâm; toplumun ve gelecek neslin yetişmesinin sağlam olabilmesi için, işi tam başından, ailenin kurulmasından sağlam tutmaktadır. Sağlam aileye ulaşabilmek için ailenin esasını teşkil edecek olan karı- kocanın iyi meziyetlerle bezenmiş olmasını tavsiye etmektedir.

“Aile olmak kavga insanı değil sevgi insanı olmaktır….”

Evinize kıymetli bir çiçek getirip koyduğunuzda onun ilk günkü gibi güzel ve hoş kokulu kalmasını istiyorsanız ona bakmanız, özen göstermeniz, özveriyle zaman ayırmanız gerektiğini bilirsiniz. Aksi takdirde dünyanın en güzel çiçeği bile olsa zamanla solup gidecektir. Aile de böyledir.

Aile kurmak kadar aile olmak da önemlidir. Aile olmak, sadece aynı çatı altında barınmak, aynı sofraya oturmak değildir. Aile olmak, her şeyden önce gönülleri birbirine bağlı eşler olmaktır; sevgi, şefkat ve merhametle bir bütünü tamamlamaktır. Aile olmak kavga insanı değil sevgi insanı olmaktır.

Aile mutluluk ve kalıcılık esası üzerine kurulur. Boşanma; Allah’ın hiç sevmediği halde zaruret sebebiyle izin verdiği bir durumdur. Bu sebeple aile  “geçinemezsek ayrılırız”  gibi sözlerle hafife alınamaz.  Aile olmak her türlü olumsuzluğa karşı kalkan olmaktır; mutluluk ve huzurumuzu birlikte korumaktır. Evlilik bir ölçüde elastik olmayı, uzlaşabilmeyi, gerektiğinde taviz verebilmeyi gerektirir.

“Aile sığınılacak bir limandır…”

Aile, huzur ve saadet ortamıdır. Fedakârlık, vefakârlık, anlayış ve ilginin hakim olduğu aile, sığınılacak bir liman olur. Bu değerlerden yoksun ve mahrum bırakılmış bir aile ise fertleri için ağır bir yükten ibarettir. Maneviyatla doldurulmayan yürekler mutluluğu dışarda arayacaktır. Manevi değerlere riayet etmek aile hayatını bir nevi cennet köşesi hâline getirdiği gibi, eşlere büyük sevaplar da kazandırır. Peygamberimiz (sas), kıyamet günü, Allah’ın himayesinde bulunduracağı yedi sınıf insandan birinin “Allah için birbirlerini sevenler…” olduğunu belirtmiştir.

“Ailemiz bizim için bir imtihandır…”

Bir imtihandır ailemiz. Emek isteyen, sabır gerektiren, ciddi bir imtihan. Rolümüz değişebilir hayatta; bugün çocuk iken yarın anne, bugün evlat iken yarın eş oluruz. Ama ömür sürdükçe, aileye olan ihtiyacımız ve ailemizle imtihanımızda sürer gider. O hâlde aile bağları zamanla ve mekânla sınırlanamayan bir özelliğe sahiptir.

Bir aile içinde gözlerimizi açmak da, yeni bir aile kurmak da aslında bir emanet zincirine halka olmak demektir. İnsanlar, özellikle de eşler ve çocuklar birbirlerine “mülkiyet bağı” ile değil, “emanet bilinci” ile bağlıdır. Canların yegâne sahibi olan Allah, bizi buluşturarak birbirimize emanet etmiştir. O hâlde eşimize ve çocuklarımıza karşı sorumsuzca, dilediğimiz gibi davranmaya hakkımız yoktur, eşinden saygı bekleyen eşine saygı gösterecektir. Çocuğundan saygı bekleyen çocuğuna sevgi ve saygı gösterecektir.  Mükemmel, kusursuz insan olmayacağına göre kusursuz eş aranmayacaktır.